11. Sınıf Türk Edebiyatı Tanzimat Edebiyatı: Çoşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler
Tebrikler - 11. Sınıf Türk Edebiyatı Tanzimat Edebiyatı: Çoşku ve Heyecanı Dile Getiren Metinler adlı sınavı başarıyla tamamladınız.
Sizin aldığınız skor %%SCORE%% en yüksek skor %%TOTAL%%.
Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Soru 1 |
Görüp ahkâm-ı asrı münharif sıdk u selametten
Çekildik izzet ü ikbal ile bab-ı hükûmetten
(Çağın değer yargılarını doğruluktan ve samimiyetten sapmış görerek kendi arzumuz ve saygınlığımız ile devlet kapısından ayrıldık.)
Usanmaz kendini insan bilenler halka hizmetten
Mürüvvet-mend olan mazluma el çekmez ianetten
(Kendini insan bilenler halka hizmet etmekten usanmaz, mürüvvet (mertlik) sahibi olanlar, mazlumlara, zavallılara yardım etmekten kaçınmaz.)
Hakir olduysa millet şanına noksan gelir sanma
Yere düşmekle cevher sakıt olmaz kadr ü kıymetten
(Eğer millet, hor görülmüşse onun şanına bir eksiklik geleceğini sanma; cevher, yere düşmekle değerinden özünden bir şey kaybetmez.)
Vücudun kim hamir-i mâyesi hâk-i vatandandır
Ne gam rah-ı vatanda hak olursa cevr ü mihnetten
(Vücudun maya hamuru, vatan toprağıdır; bu vücut, acı ve sıkıntı içinde vatan yolunda toprak olursa, bundan en küçük bir üzüntü duyulmaz.)
Namık Kemal’in “Hürriyet Kasidesi”nden alınan bu beyitlerden hareketle dönemin zihniyeti hakkında aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Edebiyat, fikirlerin ifade aracı haline gelmiştir |
B | “Sanat toplum içindir.” düşüncesi kendini göstermiştir |
C | Eserlerde karamsarlık ve kaçış psikolojisi hâkimdir. |
D | Şiir diline yeni kavram kadroları girmiştir |
E | İnsanlığın yüce değerleri ön plana çıkarılmıştır. |
Soru 2 |
Sıdk ile terk edelim her emeli her hevesi,
Kıralım hâil ise azmimize ten kafesi;
İnledikçe eleminden vatanın her nefesi,
Gelin imdada diyor, bak budur Allah sesi!
Namık Kemal’in “Murabba” adlı şiirinden alınan bu dizelerin yapı özellikleri için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Dört dizelik bir benttir |
B | Dizeler arasında anlam bağı vardır. |
C | Bir çağrı yapılmaktadır. |
D | Her yargı tek dizede tamamlanmıştır. |
E | Biz dili kullanılmıştır. |
Soru 3 |
Dilin iradesini başta akl eder tedbîr
Ki tercüman-ı lisandır anı eden takrîr
(Gönlün isteklerini ilk önce akıl düzenleyip yoluna koyar ki bu istekleri de söze dönüştüren dildir.)
Değil mi Tanrı’nın ihsanı akl ü kalb ü lisan
Bu lütfu etmelidir fikr ü şükr ü zikr insan
(Allah’ın ihsan ettikleri akıl, kalp ve dildir. Bu ihsanlardan insan fikirle, şükürle, tekrarla yararlanmalıdır.)
Şinasi’den alınan bu dizelerin teması için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | İnsan elindeki nimetlerin farkında olup onları yararlı bir biçimde kullanmalıdır. |
B | Akıl ancak kalple birleştiğinde insan için güzellik ifade eder |
C | Dil, aklın ve gönlün isteklerini ifade eden bir araçtır |
D | İnsanoğlu yeteneklerini göstermek için bazı güçlere
ihtiyaç duyar |
E | Akıl, kalp, dil insanı değerler üretmeye götüren araç lardır. |
Soru 4 |
Bu güzellikte hiç bu çağında
Yakışır mıydı boynuna o kefen?
Cisminin her mesamı yâre iken
Tuttun evladını kucağında
Sen gider isen bizi kalır sanma
Şühedan oldu mevt ile handan
Sağ kalanlar durur mu hiç giryan?
Tende yaştan ziyadedir al kan
Söyleyen söylesin sen aldanma!
Sen gidersen bütün helak oluruz.
Koynuna can atar da hak oluruz.
Bu dizelerden hareketle Tanzimat Dönemi şiirinin dil ve anlatım özellikleri için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Dönemine göre sade bir dil kullanılmıştır |
B | Arapça-Farsça sözcüklerin kullanımı devam etmektedir |
C | Vatan bir anne gibi tasvir edilmeye çalışılmıştır |
D | Yinelemelere başvurularak anlam pekiştirilmiştir. |
E | İmgeler kullanılarak yoğun bir anlatım sağlanmıştır. |
Soru 5 |
A | Aruz savunulmuş ancak daha çok hece ölçüsü kullanılmıştır |
B | Kulak için kafiye anlayışı benimsenmiştir |
C | Şiirin konusu genişletilmiş ve yeni kavramlar şiire
girmiştir |
D | Parça güzelliği yerine bütün güzelliğine önem verilmiştir. |
E | Özellikle ilk dönemde eski nazım biçimleri kullanılmıştır. |
Soru 6 |
Hasret beni cayır cayır yakarken
Bedenimde buzdan bir el yürüyor
Hayaline çılgın çılgın bakarken
Kapanası gözümü kan bürüyor
Dağda kırda rast getirsem bir dere
Gözyaşlarım akıtarak çağlarım
Yollardaki ufak ufak izlere
Senin sanıp bakar bakar ağlarım
Recaizade Mahmut Ekrem’in “Ah Nijad!” adlı şiirinden alınan bu dörtlüklerin dil ve anlatım özelliği için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Yaşanılan hüznün vurgulandığı bir anlatım söz konusudur |
B | Halk şiiri örnekleri gibi oldukça sade bir dille yazılmıştır |
C | Realist bir bakış açısıyla ölüm düşüncesi sorgulanmıştır |
D | İkilemelere ve kelime tekrarlarına başvurulmuştur |
E | Deyimlere, günlük konuşma dilinde geçen ifadelere
yer verilmiştir |
Soru 7 |
Can verir âdeme endişe-i sahbâ-yı adem
Cevher-i can mı aceb cevher-i minâ-yı adem
(Yokluk kadehinin düşüncesi insana can verir. Acaba yokluk şarabının özü canın cevheri midir?)
Çeşm-i im’ân ile baktıkça vücûd-i ademe
Sahn-ı cennet görünür âdeme sahrâ-yı adem
(Yokluğun vücuduna tedkik (inceleyici) edici bir gözle bakılırsa yokluk sahrası insana cennet bahçesi gibi görünür.)
Akif Paşa’nın “Adem Kasidesi”nden alınan bu dizelerin ahenk unsurları için aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Aruz ölçüsü kullanılmıştır |
B | II. beyitte cinas vardır. |
C | Beyit nazım birimiyle yazılmıştır |
D | Uyak düzeni aa/ba… şeklindedir |
E | I. beyitte redife ve zengin kafiyeye yer verilmiştir. |
Soru 8 |
A | Söz sanatlarına başvurulmuştur |
B | Arapça-Farsça sözcük ve tamlamalar kullanılmıştır. |
C | Gazel, kaside gibi nazım şekilleri kullanılmıştır. |
D | Aruz ölçüsü kullanılmıştır. |
E | Sanat toplum içindir, anlayışı benimsenmiştir |
Soru 9 |
A | Özellikle gazete dili ile halka seslenme ve yönelme
düşüncesi, şiir dilinde kendini gösterir. |
B | Siyasi meselelerden uzak, sanat gayesiyle oluşturulan eserler ortaya çıkmıştır. |
C | Yeni muhtevalarla birlikte değer yargılarını vurgulama yolu benimsenir. |
D | Mevcut şiir şekilleri üzerinde yapılan değişiklikler
yeniliğin bir göstergesidir. |
E | Fikir ağırlıklı şiir yazma tarzı bu dönem sanatçılarında sıklıkla görülür. |
Soru 10 |
Bu arada eski gelenek içinde yeni olarak niteleyebileceğimiz Muallim Naci, “harabat” ve “harabatilik” havası içinde kaleme aldığı şiirler bir yana bırakılacak olursa gerek Batı’dan çevirdiği şiirlerde gerek “Şam-ı Gariban”, “Dicle” ve bazı gazellerinde yukarıda sözünü ettiğimiz tabiatın değişik görünümlerini vermeye çalışmıştır. Ancak eski geleneği sürdürme çabaları içindeki bir kalemden yenilik yolunda fazla örnek beklemek biraz iyimserlik olur; o, sanatının başlangıcında kaleme aldığı Namık Kemal, Recaizade Mahmut Ekrem ve Abdülhak Hamit Tarhan’ın da takdir ettiği “Kuzu”, “Feryad” gibi yeni soluklu manzumelerin arkasını getiremedi. Gene de Batı romantizmine, tiyatrosuna sırt çevirmedi, “Köylü Kızların Şarkısı” gibi yalın söyleyişli ve halk deyişine yakın denemeler yapmaktan da geri kalmadı.
Aşağıdaki eserlerden hangisi bu metinde adı geçen sanatçılardan birine ait değildir?
A | Müntehebât-ı Eş’âr |
B | Ateşpâre |
C | Hilâl-i Osman |
D | Külbe-i İştiyâk |
E | Nağme-i Seher |
Soru 11 |
(I) Muallim Naci, edebiyatımızdaki aşırı değişme dönemi içinde tutumu iyi anlaşılmamış yeni sanata düşman, eskiye sıkı sıkıya bağlı olarak görülmüştür. (II) Göz için kafiye ilkesini benimsemiş, bu konuda Recaizade Mahmut Ekrem ile tartışmalarda bulunmuştur. (III) Recaizade Mahmut Ekrem’in “Demdeme”sine karşılık “Zemzeme”yi kaleme almıştır. (IV) Şiirin yanında eleştiri, anı, tiyatro, tarih alanında eserler vermiştir. (V) Arapça, Farsça ve Fransızca’dan çeviriler yapmıştır.
Yukarıdaki numaralanmış yerlerin hangisinde bir bilgi yanlışı vardır?
A | I. |
B | II. |
C | III. |
D | IV. |
E | V. |
⇦ | Liste | ⇨ |
1 | 2 | 3 | 4 | 5 |
6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | Son |